Ronny Behnert ışık ve zamanla oynama konusunda uzmandır. Fotoğrafları dünyanın bazı kısımlarını gerçeklikten ayrı gösteriyor ve sanki medyanın sınırlarını yeni bir şekilde keşfediyor gibi görünüyor. Burada fotoğrafçılık sadece anları yakalamaktan çok daha fazlasıdır: dünyayı benzersiz bir şekilde gören ve yorumlayan bir sanat formuna dönüşür.
Duyuru
Behnert, teknik becerilerinin yanı sıra estetik yeteneğiyle de öne çıkıyor. Görselleri özenle oluşturulmuş ve yumuşak ve oldukça çekingen renkler kullanılmış. Şekiller ve yapılar dikkat çekiyor ve izleyiciyi fotoğraflarını bu kadar özel kılan ince detayları keşfetmeye davet ediyor.
(Resim: Ronny Behnert)
Behnert öncelikle seyahat, mimari ve manzara fotoğrafçılığında uzmanlaşmıştır. Bu üç tür onun tüm sanatsal çalışmalarını çok farklı şekillerde belirliyor. Her biri farklı ekipman, özel teknik beceriler ve benzersiz düşünme ve yaklaşma yolları gerektirir.
Seyahat – Mimarlık – Peyzaj
Seyahat, Behnert'in pek çok fotoğrafının ön koşuludur. Bunlar nadiren Berlin'deki evinde yaratılıyor; bunun yerine Almanya, Avrupa ve dünyanın her yerinde üretiliyor. Onu fotoğraf çekmeye motive eden şey her şeyden önce bu büyük seyahat aşkıdır. Tanıdık ve keşfedilmemiş yerlerden uzaklaşan rotalar, yeni izlenimler onun merakını ve bakış açısını canlı tutuyor. Diğer ülkelerde kültürel özellikler, sıra dışı mimari ve karakteristik manzaraların yanı sıra yeni fotoğraf perspektifleri buluyor.
Normandiya'daki Mont-Saint-Michel, 1979'dan beri UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. Yalıtılmış kompozisyon ve tekdüze yansıma, Klosterberg'in daha da heybetli görünmesini sağlar.
(Resim: Ronny Behnert)
Behnert'in mimariye olan tutkusu birçok fotoğrafında açıkça görülüyor. Fotoğrafçı, fotoğraflarında binaların şekillerini ve yapılarını dikkatli ve hassas bir şekilde vurguluyor. Uzun pozlamalar kullanarak Mont-Saint-Michel veya 25 Nisan Köprüsü gibi ünlü binaları büyüleyici bir ışıkla yakalamayı ve onları anıtsallıklarıyla göstermeyi başarıyor.
Behnert ayrıca manzara fotoğrafçılığında sıklıkla uzun pozlama süreleriyle çalışıyor. Akan su, hareket eden bulutlar ve değişen ışık atmosferleri, fotoğraflarında etkileyici, neredeyse pitoresk arka planlar yaratıyor. Bu şekilde fotoğrafları, aynı anda hem donmuş hem de akışkan görünen bir zaman hissini aktarıyor. Bu kararsız izlenim izleyiciyi büyüler ve büyülü, çoğunlukla gerçeküstü bir atmosfer yaratır.
Haberin Sonu
Duyuru
Behnert, teknik becerilerinin yanı sıra estetik yeteneğiyle de öne çıkıyor. Görselleri özenle oluşturulmuş ve yumuşak ve oldukça çekingen renkler kullanılmış. Şekiller ve yapılar dikkat çekiyor ve izleyiciyi fotoğraflarını bu kadar özel kılan ince detayları keşfetmeye davet ediyor.
(Resim: Ronny Behnert)
Behnert öncelikle seyahat, mimari ve manzara fotoğrafçılığında uzmanlaşmıştır. Bu üç tür onun tüm sanatsal çalışmalarını çok farklı şekillerde belirliyor. Her biri farklı ekipman, özel teknik beceriler ve benzersiz düşünme ve yaklaşma yolları gerektirir.
Seyahat – Mimarlık – Peyzaj
Seyahat, Behnert'in pek çok fotoğrafının ön koşuludur. Bunlar nadiren Berlin'deki evinde yaratılıyor; bunun yerine Almanya, Avrupa ve dünyanın her yerinde üretiliyor. Onu fotoğraf çekmeye motive eden şey her şeyden önce bu büyük seyahat aşkıdır. Tanıdık ve keşfedilmemiş yerlerden uzaklaşan rotalar, yeni izlenimler onun merakını ve bakış açısını canlı tutuyor. Diğer ülkelerde kültürel özellikler, sıra dışı mimari ve karakteristik manzaraların yanı sıra yeni fotoğraf perspektifleri buluyor.
Normandiya'daki Mont-Saint-Michel, 1979'dan beri UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. Yalıtılmış kompozisyon ve tekdüze yansıma, Klosterberg'in daha da heybetli görünmesini sağlar.
(Resim: Ronny Behnert)
Behnert'in mimariye olan tutkusu birçok fotoğrafında açıkça görülüyor. Fotoğrafçı, fotoğraflarında binaların şekillerini ve yapılarını dikkatli ve hassas bir şekilde vurguluyor. Uzun pozlamalar kullanarak Mont-Saint-Michel veya 25 Nisan Köprüsü gibi ünlü binaları büyüleyici bir ışıkla yakalamayı ve onları anıtsallıklarıyla göstermeyi başarıyor.
Behnert ayrıca manzara fotoğrafçılığında sıklıkla uzun pozlama süreleriyle çalışıyor. Akan su, hareket eden bulutlar ve değişen ışık atmosferleri, fotoğraflarında etkileyici, neredeyse pitoresk arka planlar yaratıyor. Bu şekilde fotoğrafları, aynı anda hem donmuş hem de akışkan görünen bir zaman hissini aktarıyor. Bu kararsız izlenim izleyiciyi büyüler ve büyülü, çoğunlukla gerçeküstü bir atmosfer yaratır.
Haberin Sonu