bencede
New member
Yeni varyantlarıyla uzadıkça uzayan ve tüm dünyayı tesiri alan pandemi ile pandemi kaynaklı kapatma ve kısıtlamalardan kaynaklanan toplumsal ve ekonomik tesirleri hayatın her alanında olduğu üzere futbolda da görmeye devam etmekteyiz.
Toplumda hiç bir bireyi ya da kurumu bu etkenlerin ve hayat etrafının haricinde değerlendirmemeliyiz diye değerlendiriyorum.
Kulüpler Birliği’nin ısrarlı temasları ve talepleri kararında lig devam ederken TFF mecburî bir MHK değişikliğine gitmek durumunda kaldı. Hal bu biçimde iken, lig ortasında yaşanan bu MHK değişikliğinin de hakemlerin performansları üzerinde olumlu ve olumsuz algılanabilecek sonuçları olduğunu düşünüyorum.
aslına bakarsan hakem performans grafikleri de ekonomik göstergeler üzere vakit zaman pek dalgalıydı!
Nasıl ki futbol tıpkı futbol, oyuncular birebir oyuncular bulunmasına karşın; bir kulüpte teknik yönetici değiştiğinde taktik anlayış, oyun algısı ve takım diziliminde besbelli farklılıklar oluşur (mesela F. Karagümrük’teki gözle görülür olumlu taraftaki taktik anlayış değişimi) bana bakılırsa MHK’deki teknik takım değişiminin de gibisi sonuçları olabilir.
Lakin, nasıl ki kurumsallık; bir idare modeli ve istikrarına sahip olma, kaliteli profesyonel takım ve kurumsal hafıza rastgele bir işletme, kurum ya da spor kulübü için fazlaca değerli; birebir prensipler TFF ve MHK için de kıymetlidir diye düşünüyorum.
Öbür türlü kısa müddetli bir motivasyon kaynaklı kısmi muvaffakiyetten daha sonra başlanılan yere geri dönülme riski kelam konusu olacaktır.
Performanslarda artış
MHK atamasından daha sonra değişimin getirdiği heyecanla bilhassa genç hakemlerin performanslarında bir artış gözlemledim. Maalesef tıpkı yerde sayan ve performansı gerileyen örnekler de oldu. Son hafta ise daha evvelkilere nazaran daha epeyce yanılgı yapıldığını düşünüyorum.
11 gün 11 gece 3 maç
Pandemi tesiriyle mecburî olarak sıkıştırılan lig cetvelinde 11 günde 3 maç oynamak hem oynayanlara hem kulüplere hem teknik yöneticilere ve birebir vakitte MHK ve hakemlerine önemli yükler yükledi diye düşünüyorum. Yeni yıl öncesi bir de kupa maçı oynayacaklara selam olsun.
Bu sebeple bu ağır etap devri kimi atama yanlışlarına ya da kimi istikrarsız yüklenme örneklerine sebep oldu diye düşünüyorum. Düzeltileceğine ve atama deneyimi arttıkça giderileceğine inanmak istiyorum.
Birinci yarının hakemi: Halil Umut Meler
Öncelikle ülkemizi Avrupa’da temsil eden hakemlerimizden birisi olan Halil Umut Meler’in UEFA Seçkine kategoride Cüneyt Çakır ile birlikte ülkemizi temsil edecek olmasından dolayı büyük bir memnunluk ve onur duydum. Kendisini, ailesini ve muvaffakiyetinde emeği olan tüm hocalarını kutluyorum.
Devreyi 12 Harika Lig maçı ve 2’si Şampiyonlar Ligi olmak üzere 6 yurt dışı ve toplamda 18 maçla tamamlayan Meler’in tüm karşılaşmalarını dikkatle izledim ve bu ağır takvimden muvaffakiyetle çıktığını düşünüyorum.
Birinci Yarının VAR Hakemi Hakan Ceylan
Üstün Ligde birinci yarıda 24 defa VAR hakemi olarak bakılırsav yapan; VAR protokolünü hiç bilmeyen ve bilme gereksinimi dahi duymayan ve hatta kendi başlarında yazdıkları uçuk VAR kuralları ile zalimce eleştirilmesi ve yerden yere vurulmasına karşın; futbol oyun kuralları, VAR kuralları ve UEFA uygulama talimatlarının dışına çıkmadan hayli sıkıntı durumlarda yanlışsız müdahalelerde bulunan ya da müdahale çizgisinin dışına çıkmama tercihlerini en yanlışsız biçimde uygulayan VAR hakemi olan Hakan Ceylan’ı birinci devre performansından dolayı kutluyorum.
Birinci yarının ‘en gri’ alanları!
Hakemlik tarihinin son devirlerdeki en uzun dinlendirme ve bekletme cezalarını alan FIFA Kokartlı Hakemler Ali Palabıyık ve Abdülkadir Bitigen ile yardımcıları Serkan Olguncan ve Mustafa Sönmez’in tam 12 hafta müddet ile cezalandırılmaları;
FIFA Kokartlı hakem Halis ÖZKAHYA’nın kendi dilekçesi ile hakemliği bırakması;
Hakem Özgür Yankaya’nın yalnızca 1 Üstün Lig ve 1 TFF 1.Lig maçıyla birinci devreyi kapatması;
Önemli VAR hakemi eksikliği yaşanırken ve gelecek dönem 1.Ligde de VAR uygulamasına başlanılacağı açıklaması yapılmış iken; 4 yıllık VAR deneyimine sahip takımlı VAR Hakemleri Koray Gencerler, Serkan Tokat ve Mustafa Öğretmenoğlu’nun evvela dönem öncesi alandan kopartılarak yalnızca görüntü hakem takımına ayrılmaları daha sonrasında ise hiç bir açıklama yapılmadan aylardır nazaranv verilmemesi ve orta seminere de çağrılmamaları!
Deneyimli bir yönetici ve eski üst seviye FIFA hakemi olarak şunları açıkça söylemeliyim ki tüm bu durumların daha farklı yönetilebileceğine inanıyorum.
‘Kurumsal aidiyet’ ‘tükenmişlik sendromu’na karşı!
Malum ‘kurumsal aidiyet’ kavramı iş hayatında hayli değerli bir kavramdır. Kurumsal aidiyet; çalışanların kendilerini kuruma bağlı hissettikleri, daha üretken oldukları ve kendilerini işlerine adadıkları için kurumların daha güzel performans göstermesine ve amaçlarına ulaşmasına yardımcı olan temel faktörlerden biridir.
Öte yandan bir de ‘tükenmişlik sendromu(burn-out)’ kavramını fazlaca önemsiyorum. Rekabet, gitgide zorlaşan çalışma koşulları, şahsi sorunlarımız, sorun çözebilme yeteneklerimiz, işyeri ortamlarında gereğince profesyonel olmayan tertip yapılarıyla birleşince ortaya tükenmişlik sendromu çıkabilir ve bu durum yalnızca iş dünyası için değil tüm çalışanlar ve yönetenler için önemli bir sorun pozisyonundadır.
Hal bu biçimde olunca, siz hakeminizin yanında durmazsanız vakti geldiğinde sizin de yanınızda duracak kimse olmayabilir diye düşünüyorum! Bilhassa son iki yıldır yaşanan bu ve gibisi travmalar bir ortaya getirildiğinde ‘kurumsal aidiyet’ manasında hakemlerin ne psikolojide olabileceğini ve ‘tükenmişlik sendromu’ yaşattığınız insanların genel moral durumu ile performans çizgilerini tekrar gözden geçirin derim.
Bu kavramlara hakim olan MHK Lideri Dr.Ferhat Gündoğdu’dan bu ve gibisi mevzuların şeffaf bir halde tahlile kavuşturulması ismine beklentide olduğumu tabir etmeliyim. İnşallah en kısa müddette her şey netleştirilir ve tüm bu genç insanların en az 20 yıldır verdikleri hizmetleri bir anda yok sayılmaz ve hayatlarının geri kalanı boyunca travmalarla yaşamak zorunda bırakılmazlar!
Birinci Yarının En Centilmen Oyuncusu: Ertaç Özbir
Y.Malatyaspor kalecisi Ertaç Özbir’i profesyonelliği boyunca alandan tanırım. senelerca maçını yönettim ve izledim. Hem fazlaca başarılı bir kaleci tıpkı vakitte sakin ve serinkanlı bir insandır. Geçen hafta maç sonu birtakım tatsızlıkların yaşandığı Y.Malatyaspor-Kayserispor maçı daha sonrası deparla hakem takımının üzerine gelen kulüp liderini bir Amerikan futbolcusu kuvvetiyle zorla da olsa durdurdu. Mümkün bir teması ve tahminen kaba sataşmaları ve daha sonrasında gelebilecek ve ülkemizi ‘Reuters’ haberlerinde birinci sıraya taşıyabilecek olayları ve tahminen de alınacak cezalarla ekibinin ligden düşürülmesine kadar gidebilecek ceza yaptırımlarını birinci anda engellediğini düşünüyorum. sonrasındasında da kendisine eşlik ederek durumu denetim altına almak ismine sağduyulu davranan ve ufacık bir temasa dahi müsaade vermeden hakem takımını soyunma odasına ulaştıran tüm Y.Malatyaspor oyuncularını, yöneticilerini ve hocaları Marius Sumudica ile Spor Şube polisi dostlarımızı kutluyorum.
Bu vesileyle tüm beinsports.com okuyucularına, çalışanlarına ve ülkeme sağlıklı, huzurlu ve keyifli bir yeni yıl diliyorum…
Toplumda hiç bir bireyi ya da kurumu bu etkenlerin ve hayat etrafının haricinde değerlendirmemeliyiz diye değerlendiriyorum.
Kulüpler Birliği’nin ısrarlı temasları ve talepleri kararında lig devam ederken TFF mecburî bir MHK değişikliğine gitmek durumunda kaldı. Hal bu biçimde iken, lig ortasında yaşanan bu MHK değişikliğinin de hakemlerin performansları üzerinde olumlu ve olumsuz algılanabilecek sonuçları olduğunu düşünüyorum.
aslına bakarsan hakem performans grafikleri de ekonomik göstergeler üzere vakit zaman pek dalgalıydı!
Nasıl ki futbol tıpkı futbol, oyuncular birebir oyuncular bulunmasına karşın; bir kulüpte teknik yönetici değiştiğinde taktik anlayış, oyun algısı ve takım diziliminde besbelli farklılıklar oluşur (mesela F. Karagümrük’teki gözle görülür olumlu taraftaki taktik anlayış değişimi) bana bakılırsa MHK’deki teknik takım değişiminin de gibisi sonuçları olabilir.
Lakin, nasıl ki kurumsallık; bir idare modeli ve istikrarına sahip olma, kaliteli profesyonel takım ve kurumsal hafıza rastgele bir işletme, kurum ya da spor kulübü için fazlaca değerli; birebir prensipler TFF ve MHK için de kıymetlidir diye düşünüyorum.
Öbür türlü kısa müddetli bir motivasyon kaynaklı kısmi muvaffakiyetten daha sonra başlanılan yere geri dönülme riski kelam konusu olacaktır.
Performanslarda artış
MHK atamasından daha sonra değişimin getirdiği heyecanla bilhassa genç hakemlerin performanslarında bir artış gözlemledim. Maalesef tıpkı yerde sayan ve performansı gerileyen örnekler de oldu. Son hafta ise daha evvelkilere nazaran daha epeyce yanılgı yapıldığını düşünüyorum.
11 gün 11 gece 3 maç
Pandemi tesiriyle mecburî olarak sıkıştırılan lig cetvelinde 11 günde 3 maç oynamak hem oynayanlara hem kulüplere hem teknik yöneticilere ve birebir vakitte MHK ve hakemlerine önemli yükler yükledi diye düşünüyorum. Yeni yıl öncesi bir de kupa maçı oynayacaklara selam olsun.
Bu sebeple bu ağır etap devri kimi atama yanlışlarına ya da kimi istikrarsız yüklenme örneklerine sebep oldu diye düşünüyorum. Düzeltileceğine ve atama deneyimi arttıkça giderileceğine inanmak istiyorum.
Birinci yarının hakemi: Halil Umut Meler
Öncelikle ülkemizi Avrupa’da temsil eden hakemlerimizden birisi olan Halil Umut Meler’in UEFA Seçkine kategoride Cüneyt Çakır ile birlikte ülkemizi temsil edecek olmasından dolayı büyük bir memnunluk ve onur duydum. Kendisini, ailesini ve muvaffakiyetinde emeği olan tüm hocalarını kutluyorum.
Devreyi 12 Harika Lig maçı ve 2’si Şampiyonlar Ligi olmak üzere 6 yurt dışı ve toplamda 18 maçla tamamlayan Meler’in tüm karşılaşmalarını dikkatle izledim ve bu ağır takvimden muvaffakiyetle çıktığını düşünüyorum.
Birinci Yarının VAR Hakemi Hakan Ceylan
Üstün Ligde birinci yarıda 24 defa VAR hakemi olarak bakılırsav yapan; VAR protokolünü hiç bilmeyen ve bilme gereksinimi dahi duymayan ve hatta kendi başlarında yazdıkları uçuk VAR kuralları ile zalimce eleştirilmesi ve yerden yere vurulmasına karşın; futbol oyun kuralları, VAR kuralları ve UEFA uygulama talimatlarının dışına çıkmadan hayli sıkıntı durumlarda yanlışsız müdahalelerde bulunan ya da müdahale çizgisinin dışına çıkmama tercihlerini en yanlışsız biçimde uygulayan VAR hakemi olan Hakan Ceylan’ı birinci devre performansından dolayı kutluyorum.
Birinci yarının ‘en gri’ alanları!
Hakemlik tarihinin son devirlerdeki en uzun dinlendirme ve bekletme cezalarını alan FIFA Kokartlı Hakemler Ali Palabıyık ve Abdülkadir Bitigen ile yardımcıları Serkan Olguncan ve Mustafa Sönmez’in tam 12 hafta müddet ile cezalandırılmaları;
FIFA Kokartlı hakem Halis ÖZKAHYA’nın kendi dilekçesi ile hakemliği bırakması;
Hakem Özgür Yankaya’nın yalnızca 1 Üstün Lig ve 1 TFF 1.Lig maçıyla birinci devreyi kapatması;
Önemli VAR hakemi eksikliği yaşanırken ve gelecek dönem 1.Ligde de VAR uygulamasına başlanılacağı açıklaması yapılmış iken; 4 yıllık VAR deneyimine sahip takımlı VAR Hakemleri Koray Gencerler, Serkan Tokat ve Mustafa Öğretmenoğlu’nun evvela dönem öncesi alandan kopartılarak yalnızca görüntü hakem takımına ayrılmaları daha sonrasında ise hiç bir açıklama yapılmadan aylardır nazaranv verilmemesi ve orta seminere de çağrılmamaları!
Deneyimli bir yönetici ve eski üst seviye FIFA hakemi olarak şunları açıkça söylemeliyim ki tüm bu durumların daha farklı yönetilebileceğine inanıyorum.
‘Kurumsal aidiyet’ ‘tükenmişlik sendromu’na karşı!
Malum ‘kurumsal aidiyet’ kavramı iş hayatında hayli değerli bir kavramdır. Kurumsal aidiyet; çalışanların kendilerini kuruma bağlı hissettikleri, daha üretken oldukları ve kendilerini işlerine adadıkları için kurumların daha güzel performans göstermesine ve amaçlarına ulaşmasına yardımcı olan temel faktörlerden biridir.
Öte yandan bir de ‘tükenmişlik sendromu(burn-out)’ kavramını fazlaca önemsiyorum. Rekabet, gitgide zorlaşan çalışma koşulları, şahsi sorunlarımız, sorun çözebilme yeteneklerimiz, işyeri ortamlarında gereğince profesyonel olmayan tertip yapılarıyla birleşince ortaya tükenmişlik sendromu çıkabilir ve bu durum yalnızca iş dünyası için değil tüm çalışanlar ve yönetenler için önemli bir sorun pozisyonundadır.
Hal bu biçimde olunca, siz hakeminizin yanında durmazsanız vakti geldiğinde sizin de yanınızda duracak kimse olmayabilir diye düşünüyorum! Bilhassa son iki yıldır yaşanan bu ve gibisi travmalar bir ortaya getirildiğinde ‘kurumsal aidiyet’ manasında hakemlerin ne psikolojide olabileceğini ve ‘tükenmişlik sendromu’ yaşattığınız insanların genel moral durumu ile performans çizgilerini tekrar gözden geçirin derim.
Bu kavramlara hakim olan MHK Lideri Dr.Ferhat Gündoğdu’dan bu ve gibisi mevzuların şeffaf bir halde tahlile kavuşturulması ismine beklentide olduğumu tabir etmeliyim. İnşallah en kısa müddette her şey netleştirilir ve tüm bu genç insanların en az 20 yıldır verdikleri hizmetleri bir anda yok sayılmaz ve hayatlarının geri kalanı boyunca travmalarla yaşamak zorunda bırakılmazlar!
Birinci Yarının En Centilmen Oyuncusu: Ertaç Özbir
Y.Malatyaspor kalecisi Ertaç Özbir’i profesyonelliği boyunca alandan tanırım. senelerca maçını yönettim ve izledim. Hem fazlaca başarılı bir kaleci tıpkı vakitte sakin ve serinkanlı bir insandır. Geçen hafta maç sonu birtakım tatsızlıkların yaşandığı Y.Malatyaspor-Kayserispor maçı daha sonrası deparla hakem takımının üzerine gelen kulüp liderini bir Amerikan futbolcusu kuvvetiyle zorla da olsa durdurdu. Mümkün bir teması ve tahminen kaba sataşmaları ve daha sonrasında gelebilecek ve ülkemizi ‘Reuters’ haberlerinde birinci sıraya taşıyabilecek olayları ve tahminen de alınacak cezalarla ekibinin ligden düşürülmesine kadar gidebilecek ceza yaptırımlarını birinci anda engellediğini düşünüyorum. sonrasındasında da kendisine eşlik ederek durumu denetim altına almak ismine sağduyulu davranan ve ufacık bir temasa dahi müsaade vermeden hakem takımını soyunma odasına ulaştıran tüm Y.Malatyaspor oyuncularını, yöneticilerini ve hocaları Marius Sumudica ile Spor Şube polisi dostlarımızı kutluyorum.
Bu vesileyle tüm beinsports.com okuyucularına, çalışanlarına ve ülkeme sağlıklı, huzurlu ve keyifli bir yeni yıl diliyorum…