“+1 Ne Demek Ev?” – Bir Evin, Bir Kalbin Hikâyesi
Selam dostlar,
Uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu bu. Hani bazen bir kelime, bir terim, bir rakam bile hayatımızın bir dönemini özetler ya… İşte “+1” benim için öyle oldu. Bugün size sadece bir evden değil, bir dönüm noktasından, iki insanın birbirini anlamaya çalıştığı bir hikâyeden bahsetmek istiyorum.
Yeni Bir Başlangıcın Eşiğinde
O gün emlak sitesinde gezinirken gözüm “2+1, merkezi konumda” ilanına takılmıştı. Fakat asıl dikkatimi çeken, alt satırda yazan “1+1 sıcak yuva” ifadesiydi. Basit bir tanım gibi görünüyordu ama o iki karakter — “+1” — içimde bir şeyleri tetikledi. O sıralar yeni ayrılmıştım, hayatımın duvarları yıkılmış gibiydi. “+1” benim için eksilen bir şeyi değil, yeniden kazanabileceğim bir anlamı temsil etmeye başladı.
Bir evin odalarından çok, içindeki sessizlik konuşuyordu. Ve ben o sessizliğe bir ses, bir nefes arıyordum. İşte o anda, “+1 ne demek ev?” sorusunun cevabını, bir emlak terimi olarak değil, bir yaşam metaforu olarak aramaya başladım.
O ve Onun +1’i
Bir akşam bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım onunla: Elif. Mimardı. Renkleriyle, detaylara olan ilgisiyle, küçük şeyleri büyük anlamlara dönüştürmesiyle beni büyüledi. İlk buluşmamızda kahvesine iki şeker atarken “Ben sade içerim, ama senin tatlı sevdiğin belli.” demişti. O an gülmüştük ama o cümle, aramızdaki farkı da özetliyordu.
Benim dünyamda her şey planlıydı: hedefler, tarih aralıkları, yapılacaklar listesi. Elif ise duygularla yaşayan biriydi. Ben “Çözüm nedir?” diye sorarken o “Sen ne hissediyorsun?” diye sorardı. Benim gözümle “+1”, fazladan bir oda; onun gözünde ise bir kalbe dokunuştu.
Bir akşam küçük tartışmamızın ardından sessizce oturduk. Ben stratejik düşünürken, o duygusal bağ kurmaya çalışıyordu. “Sen hep çözmeye çalışıyorsun, ama bazen sadece dinlemen yeter.” demişti. O an “+1”in sadece bir oda değil, bir anlayış, bir adım geri durabilme cesareti olduğunu anladım.
Bir Ev, İki Taraf
Birlikte ev aramaya başladık. Ben konum, fiyat, metre kare hesapları yaparken; Elif perdelerin güneşi nasıl süzeceğini, balkonun rüzgârını, mutfağın kahve kokusunu hayal ediyordu.
“Burası tam +1 gibi,” dedi bir gün, duvarları henüz boyasız bir evi gezerken.
“Yani?” dedim şaşkınlıkla.
“Burası eksik değil, sadece tamamlanmayı bekliyor. Tıpkı biz gibi.”
O cümleyle birlikte o evi tuttuk. O ev bizim için sadece bir konut değildi, bir dengeydi. Onun duygusallığıyla benim planlı halim arasında bir köprüydü. Akşamları bazen o duvarlara resimler çizer, ben kabloları düzenlerdim. Ben düzeltmeye, o güzelleştirmeye çalışırdı.
Bir Kavga, Bir Sessizlik, Bir “+1”
Bir gün işler karıştı. Benim yoğun çalışma tempom, onun ilgi ihtiyacıyla çakıştı.
“Elif, şimdi konuşamayız, projede kriz var!” dediğimde sesi titredi:
“Senin her şeyin çözüm, benimse sadece seninle bir kahve içmekti derdim.”
O an sustuk.
Günlerce konuşmadık. Ev, sanki bir otel odasına dönüşmüştü. O duygusal bağ gitmiş, yerini mesafeli bir strateji almıştı. Ama bir sabah mutfakta, masanın üstünde bir not buldum:
“Her ev bir oda eksiktir, ta ki biri o eksikliği anlamak isteyene kadar. +1 sensin.”
O satırları defalarca okudum. “+1” bir oda değil, bir insanın diğerine kattığı anlamdı. Elif, empatisiyle, duygularıyla o evi tamamlamıştı. Benim matematiksel düzenim ise o anlamı görmekte körleşmişti.
Bir Yuvanın Öğrettiği
O gün anladım ki erkekler çoğu zaman “nasıl düzeltebiliriz?” diye düşünürken, kadınlar “nasıl hissediyoruz?” diye soruyor. Erkeklerin stratejik aklı, kadınların duygusal zekâsıyla birleştiğinde, ortaya gerçek bir “+1” çıkıyor.
O evde öğrendim:
+1, fazladan bir oda değil, paylaşmayı öğrenmektir.
+1, birinin seni anlaması değil, senin de onu anlamayı seçmendir.
+1, eksik hissettiğinde yanında duracak bir ses, bir nefes demektir.
Yıllar geçti, o evde artık yaşamıyorum. Ama her yeni daire ilanında o küçük simgeyi gördüğümde içimden hep aynı şey geçiyor: “Bir ev +1 olduğunda, aslında bir kalp tamamlanıyor.”
Forumdaşlara Bir Söz
Bu hikâyeyi paylaşmak istedim çünkü biliyorum, hepimizin bir “+1”i var. Kimimizin yanında, kimimizin aklında, kimimizin çoktan gittiği bir yerde. Ama asıl mesele, o “+1”in ne olduğunu fark etmekte.
Belki siz de hayatınızda birine “+1” olmuşsunuzdur. Ya da birisi size öyle hissettirmiştir.
Yorumlarınızı merak ediyorum dostlar,
Sizce “+1” sadece bir ev tanımı mı, yoksa bir kalp tanımı mı?
Selam dostlar,
Uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu bu. Hani bazen bir kelime, bir terim, bir rakam bile hayatımızın bir dönemini özetler ya… İşte “+1” benim için öyle oldu. Bugün size sadece bir evden değil, bir dönüm noktasından, iki insanın birbirini anlamaya çalıştığı bir hikâyeden bahsetmek istiyorum.
Yeni Bir Başlangıcın Eşiğinde
O gün emlak sitesinde gezinirken gözüm “2+1, merkezi konumda” ilanına takılmıştı. Fakat asıl dikkatimi çeken, alt satırda yazan “1+1 sıcak yuva” ifadesiydi. Basit bir tanım gibi görünüyordu ama o iki karakter — “+1” — içimde bir şeyleri tetikledi. O sıralar yeni ayrılmıştım, hayatımın duvarları yıkılmış gibiydi. “+1” benim için eksilen bir şeyi değil, yeniden kazanabileceğim bir anlamı temsil etmeye başladı.
Bir evin odalarından çok, içindeki sessizlik konuşuyordu. Ve ben o sessizliğe bir ses, bir nefes arıyordum. İşte o anda, “+1 ne demek ev?” sorusunun cevabını, bir emlak terimi olarak değil, bir yaşam metaforu olarak aramaya başladım.
O ve Onun +1’i
Bir akşam bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım onunla: Elif. Mimardı. Renkleriyle, detaylara olan ilgisiyle, küçük şeyleri büyük anlamlara dönüştürmesiyle beni büyüledi. İlk buluşmamızda kahvesine iki şeker atarken “Ben sade içerim, ama senin tatlı sevdiğin belli.” demişti. O an gülmüştük ama o cümle, aramızdaki farkı da özetliyordu.
Benim dünyamda her şey planlıydı: hedefler, tarih aralıkları, yapılacaklar listesi. Elif ise duygularla yaşayan biriydi. Ben “Çözüm nedir?” diye sorarken o “Sen ne hissediyorsun?” diye sorardı. Benim gözümle “+1”, fazladan bir oda; onun gözünde ise bir kalbe dokunuştu.
Bir akşam küçük tartışmamızın ardından sessizce oturduk. Ben stratejik düşünürken, o duygusal bağ kurmaya çalışıyordu. “Sen hep çözmeye çalışıyorsun, ama bazen sadece dinlemen yeter.” demişti. O an “+1”in sadece bir oda değil, bir anlayış, bir adım geri durabilme cesareti olduğunu anladım.
Bir Ev, İki Taraf
Birlikte ev aramaya başladık. Ben konum, fiyat, metre kare hesapları yaparken; Elif perdelerin güneşi nasıl süzeceğini, balkonun rüzgârını, mutfağın kahve kokusunu hayal ediyordu.
“Burası tam +1 gibi,” dedi bir gün, duvarları henüz boyasız bir evi gezerken.
“Yani?” dedim şaşkınlıkla.
“Burası eksik değil, sadece tamamlanmayı bekliyor. Tıpkı biz gibi.”
O cümleyle birlikte o evi tuttuk. O ev bizim için sadece bir konut değildi, bir dengeydi. Onun duygusallığıyla benim planlı halim arasında bir köprüydü. Akşamları bazen o duvarlara resimler çizer, ben kabloları düzenlerdim. Ben düzeltmeye, o güzelleştirmeye çalışırdı.
Bir Kavga, Bir Sessizlik, Bir “+1”
Bir gün işler karıştı. Benim yoğun çalışma tempom, onun ilgi ihtiyacıyla çakıştı.
“Elif, şimdi konuşamayız, projede kriz var!” dediğimde sesi titredi:
“Senin her şeyin çözüm, benimse sadece seninle bir kahve içmekti derdim.”
O an sustuk.
Günlerce konuşmadık. Ev, sanki bir otel odasına dönüşmüştü. O duygusal bağ gitmiş, yerini mesafeli bir strateji almıştı. Ama bir sabah mutfakta, masanın üstünde bir not buldum:
“Her ev bir oda eksiktir, ta ki biri o eksikliği anlamak isteyene kadar. +1 sensin.”
O satırları defalarca okudum. “+1” bir oda değil, bir insanın diğerine kattığı anlamdı. Elif, empatisiyle, duygularıyla o evi tamamlamıştı. Benim matematiksel düzenim ise o anlamı görmekte körleşmişti.
Bir Yuvanın Öğrettiği
O gün anladım ki erkekler çoğu zaman “nasıl düzeltebiliriz?” diye düşünürken, kadınlar “nasıl hissediyoruz?” diye soruyor. Erkeklerin stratejik aklı, kadınların duygusal zekâsıyla birleştiğinde, ortaya gerçek bir “+1” çıkıyor.
O evde öğrendim:
+1, fazladan bir oda değil, paylaşmayı öğrenmektir.
+1, birinin seni anlaması değil, senin de onu anlamayı seçmendir.
+1, eksik hissettiğinde yanında duracak bir ses, bir nefes demektir.
Yıllar geçti, o evde artık yaşamıyorum. Ama her yeni daire ilanında o küçük simgeyi gördüğümde içimden hep aynı şey geçiyor: “Bir ev +1 olduğunda, aslında bir kalp tamamlanıyor.”
Forumdaşlara Bir Söz
Bu hikâyeyi paylaşmak istedim çünkü biliyorum, hepimizin bir “+1”i var. Kimimizin yanında, kimimizin aklında, kimimizin çoktan gittiği bir yerde. Ama asıl mesele, o “+1”in ne olduğunu fark etmekte.
Belki siz de hayatınızda birine “+1” olmuşsunuzdur. Ya da birisi size öyle hissettirmiştir.
Yorumlarınızı merak ediyorum dostlar,
Sizce “+1” sadece bir ev tanımı mı, yoksa bir kalp tanımı mı?