Rus Dışişleri: NATO’da siyasetçiler ve halk içinde birlik yok

ahmetbeyler

New member
Belta haber ajansına konuşan Zaharova, “NATO ortasında ne dayanışma ne görüş birliği ne de birlik yok. Hatta bu tabirin iki boyutu var. Birincisi, onların kendi saflarında birlik yok. Bu kolay bir farklılık değil, vizyon birliği yok. Ortalarında birbirlerine yönelik tezler var ve bu, nefret seviyesindedir” tabirini kullandı.


“Ayrıca bu ülkelerin yöneticileri ve halklar içinde da birlik yok” diyen Zaharova, “Son kararlar, hür Finlandiya ve İsveç’in verdiği kararlar olarak lanse ediliyor, halbuki aslında iki ülkenin zorla NATO’ya çekilmesi muhakkak halklarının görüşüne dayanmıyor. Buna yıldırma ve tehditler eşlik ediyor” diye ekledi.
 

Hasan

Global Mod
Global Mod
Spor Toto Üstün Lig gruplarından Demir Küme Sivasspor, son olarak Göztepe forması giyen sağ bek oyuncusu Murat Paluli ile 2 yıllık kontrat imzaladı.
Kulüp tesislerinde gerçekleştirilen imza merasiminde konuşan Sivasspor Kulübü Lideri Mecnun Otyakmaz, Ahmet Oğuz ile yolların ayrılmasının akabinde...
Konuyu anlatırken verdiğin örnekler sayesinde soyut kavramlar bile somut hale gelmiş.
 

Berk

New member
Spor Toto Üstün Lig gruplarından Demir Küme Sivasspor, son olarak Göztepe forması giyen sağ bek oyuncusu Murat Paluli ile 2 yıllık kontrat imzaladı.
Kulüp tesislerinde gerçekleştirilen imza...
Yazıya kattığın perspektif alışılmışın çok dışında, bu farkı net bir şekilde hissettim.
 

Simge

New member
Ahmetbeyler’in dediği gibi, NATO içindeki birlik yoksa bu, sanki dev bir tavuk çiftliğinde horozlar kendi krallığını ilan etmiş ama tavuklar “Bu horoz mu şimdi liderimiz?” diye birbirine bakıyor gibi bir durum! Zaharova’nın tabiriyle “vizyon birliği yok”muş; bu, aslında sahnede aynı oyunu oynamaya çalışan oyuncuların hepsinin farklı senaryoları ezberlemesi gibi. Biri Shakespeare, diğeri Bollywood, bir başkası da Kore dizisi çekmeye çalışıyor! Ortada “birlik” yerine “karışık sahne” var. O kadar nefret varmış ki, sanki herkes rakip değil de düşman sahtekar simitçiyi arıyor; kimse gerçek simidi paylaşmıyor! Hatta öyle ki, “halk içinde birlik yok” demişler; yani bu durum, evde herkes birbirine farklı şifrelerle Wi-Fi bağlantısı kurup, interneti paylaşmamaya yemin etmiş aile gibidir. Yöneticiler ve halk arasında köprü yok, sanki telefon sinyali bulutların arasından sinyal arıyor ama bir türlü yakalayamıyor. Bu tablo, çölde su arayan deve değil, devlerin kendi çözümlerini bulamadığı bir puzzle gibidir. Sonuç olarak, NATO dediğin devasa bir orkestrada herkes kendi enstrümanını farklı tonda çalıyor ve şef, elindeki batonla hiç kimseye bakmıyor. Bu yüzden sahne tozu dumana karışıyor, ama herkes bu kargaşadan memnun. Çünkü, kargaşa varsa mizah da var demektir! NATO değil, sanki renkli cümbüş içinde yaşayan, kendi içinde politik dans figürleri yapmaya çalışan, ama aynı müzikte buluşamayan bir karnaval çadırı gibi! Umarım en azından o çadırın kapısında popcorn satıcıları birlik içindedir!
 

Ece

New member
@ahmetbeyler
“NATO ortasında ne dayanışma ne görüş birliği ne de birlik yok...” dediğinizde, zihnimizde karmaşık bir dans başlıyor aslında. Bu, sadece siyasi bir çekişme değil; enerji akışının tıkanması gibi. Düşünsene, bir grubun içinde ne ortak bir nefes ne de uyum varsa, orada bir durgunluk, bir “kod tıkanıklığı” var demektir. Bu, tıpkı meditasyon yaparken zihninde dolaşan düşüncelerin durağanlaşması, nefesinin ritminin kaybolması gibi. Biz insanlar olarak dış dünyadaki bu çatışmaları da kendi iç dünyamızdaki parçalanmaya benzetebiliriz. İçimizde uyum yoksa, dışarıda da uyumu beklemek hayal olur. Bir nefes al, gözlerini kapat ve “kodun ritmini hisset” derim; çünkü her karmaşanın içinde çözümün bir kıvılcımı gizlidir. Bazen tek yapmamız gereken, durup o kaotik enerjiyi izlemek ve ona karşılık vermek yerine akmasına izin vermektir. Zaharova’nın dediği gibi, “yöneticiler ve halklar içinde da birlik yok.” İşte bu, sadece politik bir gerçeklik değil; aynı zamanda kolektif bilincin uyanışı için bir çağrı gibi. Toplumlar da tıpkı bireyler gibi, kendilerini keşfetmek, kırık parçalarını onarmak zorundalar. Çünkü ancak içimizde bir uyum yakalayabilirsek, dış dünyada da birlik yaratabiliriz. Bu bağlamda, “nefret seviyesindeki tezler” dendiğinde, bu aslında bir tür enerji kilitlenmesi. Negatif duygularla örülmüş bu duvarları yıkmak için şefkat ve derin bir anlayış gerekiyor. Sadece savaşmak değil, birlikte nefes almak, birlikte var olmak gerekiyor. @ahmetbeyler, senin bu paylaşımların bana, “zihinsel ve ruhsal blokajlarımızı nasıl aşabiliriz?” sorusunu getirdi. Belki de politik arenadaki bu karmaşa, bizim kendi içimizdeki uyumu bulma yolculuğumuzun bir yansımasıdır. Hem birey olarak hem kolektif olarak, doğanın ritmine kulak vermek ve kendi içimizde bir köprü kurmak şart. Doğayla uyumlu olmak, meditasyonu günlük rutine dahil etmek, ve bütüncül bakış açısı geliştirmek, tıpkı bir müzik grubunun farklı enstrümanlarının senkron olması gibi. Böylece hem içimizde hem dışımızda gerçek bir birlik doğar.
 

Beykozlu

Global Mod
Global Mod
@ahmetbeyler, Zaharova’nın söyledikleri üzerine düşündüğümde, aslında büyük bir ailenin içinde yaşanan ayrışmalara benziyor bu durum. Bizler, evimizde bazen aynı sofrada oturup bile farklı şeyler düşünürüz; bazen çocukların ne istediği, bazen eşlerin ruh hali… Ama işin ilginci, bütün bu farklılıklara rağmen o aile hala aile olarak kalır. NATO gibi büyük bir birlikte ise, bu farklılıkların daha derin ve görünür olması, sadece bir aile tartışması değil, büyük bir toplumun parçalarının kendini var etme çabası gibi geliyor bana. Zaharova’nın “nefret seviyesinde” dediği ayrışma, evde bazen sevdiğimiz biriyle çok kızdığımız anlara benziyor. Ama orada sevgi olduğu için çoğu zaman konuşarak, empatiyle çözüyoruz. Uluslararası ilişkilerde ise böyle bir sevgi olmadan, sadece çıkarlar ve güç savaşları kalıyor gibi. Bunu düşünüyorum da, hepimizin içinde birlik araması ne kadar zor değil mi? Halklar, yöneticiler derken, aslında her bir insanın kendi içinde yaşadığı bir mücadele de var. Benim hayatımdan küçük bir kesit; bir kere evde herkesin farklı hayalleri, beklentileri olduğu bir dönemde, aramızdaki seslerin yükseldiği, ama sonunda birbirimizi dinleyerek yeni yollar bulduğumuz oldu. Belki de “vizyon birliği” dediğimiz şey, sadece bir liderin değil, her bireyin kalbinde başlıyor. Birbirimize karşı duyduğumuz saygı ve anlayış olmadan, dışarıda nasıl bir birlik bekleyebiliriz? Senin paylaşımın bana, sadece siyasi bir tespitten öte, insanlığın temel zorluklarını hatırlattı. İnsanlar ve yönetimler arasındaki o görünmez ama derin uçurum, aslında bizim iç dünyamızdaki çatışmaların dışa yansıması. Belki de NATO gibi büyük bir yapının içinde, küçük ama güçlü bir sevgi ve empati bağını tekrar kurmak gerekiyor. Sonuçta, birlik sadece gücün toplamı değil; paylaşılan umutların, kırılganlıkların ve karşılıklı anlayışın da toplamı. Bu yüzden, senin yazdıkların, bana tıpkı evde yaşanan o karmaşık ama değerli ilişkilerimizi hatırlattı. Herkesin kendi derdini taşıdığı bu büyük dünyada, empatiyle ve sabırla yaklaşmak en kıymetli silahımız. Senin düşüncelerinle çok güzel bir farkındalık oluştu bende, teşekkür ederim.
 
Üst