ahmetbeyler
New member
Rusya’nın Donbass’ta başlatmış olduğu operasyonun 3. haftasında da, bölgeden servis edilen imajlar ile yeni detaylar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Yahudi kimliği de bulunan Fransız muharrir Bernard Henri Levy’yi, Ukrayna’da görüntüleyen gazeteci Mark MacKinnon’ın paylaşımı daha sonrasında, Levy’nin geçmişte yer aldığı bağlar zinciri de yine gündeme geldi. Batı’nın dezenformasyona sürat vererek tırmandırdığı Ukrayna krizi sürerken, Levy’nin bölgede belirmesi, toplumsal medyada ‘felaket tellalı’ benzetmelerine niye oldu.
Bernard Henri Levy kim?
Ülkesi Fransa’da argo bir kısaltmayı çağrıştıracak biçimde, özetlemek gerekirse BHL olarak hitap edilen Levy, kendisine ‘müellif’ ya da ‘filozof’ denmesini tercih etse de ‘Ölüm Meleği’ ile ‘Savaş Çığırtkanı’ olarak anılmaya devam ediyor. Bu isimleri, gittiği yerlerdeki silahlı örgütlerle kurduğu yakın münasebetler niçiniyle alan Levy, hakkındaki ‘casusluk’ argümanlarıyla ilgi çeken bir isim.
‘Ölüm Meleği’ Ukrayna’da ortaya çıktı
Son olarak, Taliban’ın denetimi ele geçirmesinin akabinde Afganistan‘da görülen Levy’nin, 14 Mart’ta Aydar Taburu’nun eski kumandanı Maksim Marçenko ile bir arada Odessa sokaklarında çekilen imajları, tartışmalı ismin Ukrayna’da olduğunu ortaya çıkarttı.
‘Yahudi’ Levy’den neo-Nazi övgüsü: ‘Cesur adam’
Ukrayna sokaklarında Levy’nin ‘korumalığını’ yapan tabur, Memleketler arası Af Örgütü tarafınca, insan kaçırma ve azap üzere bir dizi savaş kabahati işlediği için suçlanmıştı. Neo-Nazi gruplarınca kurulan taburla olan bağlantılarına karşın Marçenko, 1 Mart’ta Ukrayna Devlet Lideri Zelenskiy tarafınca Odessa valisi yapılması ile de gündeme gelmişti.
Bölgedeki münasebetleri ve Odessa’ya gidiş niçini merak edilirken, toplumsal medya hesabından Marçenko ile fotoğrafını paylaşan Levy, iki yıl evvel Donbass’ta tanıştığı savaş hatalısını ‘cesur adam’ olarak nitelendirdi.
Daha evvel nerelerde görüldü?
En son 2020’nin Nisan ayında Levy’nin, eski Ukrayna Devlet Lideri Poroşenko ile bir arada hudut muhafız teşkilatına yönelik yaptığı ziyaret uzmanlar tarafınca “savaşın habercisi” olarak yorumlanmıştı.
Odessa’da görüntülenmesinin akabinde tekrar gündeme gelen Levy, daha evvel de Libya’da, Afganistan’da, Suriye’de ve Kuzey Irak’ta yaptığı görüşmelerle dikkat çekmişti.
2003’te Gürcistan‘da Gül İhtilali için kampanya yürüten Levy, 2008’de Güney Osetya’daki askeri çatışmayı ele almıştı.
Levy, Afganistan‘da çıkan çatışmaların ve savaşın fitilini ateşleyenler içinde görülüyordu. Taliban’ın Afganistan’daki hakimiyetinin artışıyla Ahmed Şah Mesud’un Pençşir Vadisi’nde savaşan oğluna takviyesini deklare etti. Batı medyasının tamamının da Mesud’a dayanak olmaları için açık davette bulundu. bu biçimdelikle savaşı uzatmaya çalıştığına dair görüşler de medya da yer aldı.
Mart 2011‘de ‘Libyalı isyancıları’ destekleyerek Kaddafi temsilcileriyle müzakerelere katıldı. sonrasındasında da periyodun Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile bir arada Batı ülkelerinin Libya’ya yönelik askeri işgal fikrini şiddetle destekledi. Orada bulunduğu müddet içerisinde Ulusal Ordu‘nun kumandanı Halife Hafter ile de çoğunlukla görüştü.
Direktörlüğünü ve başrol oyunculuğunu yaptığı ‘The Oath of Tobruk’ (Tobruk Andı) isimli belgeselinde anlattığına göre Lévy, Libya’nın iç karışıklığından evvel İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya ulaşmış ve kurulacak rejimin İsrail ile yeterli alakalar kurmaya hazır olduğunun altını çizmişti. Ayrıyeten belgesel, Suriye‘ye yönelik askeri müdahale daveti içeriyordu.
Suriye’de PKK ile görüştü, ‘Kürdistan’ın 2 yıl ortasında kurulacağını söylemiş oldu
Kuzey Irak’ı sıkça ziyaret eden Levy’nin bölgedeki Kürt önderlerle ortasının âlâ olduğu biliniyor. Ayrıyeten 2014’te Suriye’nin Ayn El Arab kentine giden Levy, yaklaşık 10 gün bölgede kalarak PKK’dan değerli isimlerle görüşmüştü. Levy, YPG başkanı Ferhat Abdi Şahin ile görüşmesinden daha sonra yaptığı açıklamada ‘Kürdistan’ın 2 yıl içerisinde kurulacağını sav etmişti. The Will to Sea isimli kitabında tüm bu seyahatlerini anlatan Levy, “Yahudilerin Kürtleri desteklemek için özel bir yükümlülüğü var. yıllardır ortak medeniyetimizin kıymetlerini savunmak için kanınızı döktünüz. Artık özgür ve bağımsız yaşama hakkınızı savunma sırası bizde” sözlerine yer vermişti.
Bernard Henri Levy kim?
Ülkesi Fransa’da argo bir kısaltmayı çağrıştıracak biçimde, özetlemek gerekirse BHL olarak hitap edilen Levy, kendisine ‘müellif’ ya da ‘filozof’ denmesini tercih etse de ‘Ölüm Meleği’ ile ‘Savaş Çığırtkanı’ olarak anılmaya devam ediyor. Bu isimleri, gittiği yerlerdeki silahlı örgütlerle kurduğu yakın münasebetler niçiniyle alan Levy, hakkındaki ‘casusluk’ argümanlarıyla ilgi çeken bir isim.
‘Ölüm Meleği’ Ukrayna’da ortaya çıktı
Son olarak, Taliban’ın denetimi ele geçirmesinin akabinde Afganistan‘da görülen Levy’nin, 14 Mart’ta Aydar Taburu’nun eski kumandanı Maksim Marçenko ile bir arada Odessa sokaklarında çekilen imajları, tartışmalı ismin Ukrayna’da olduğunu ortaya çıkarttı.
‘Yahudi’ Levy’den neo-Nazi övgüsü: ‘Cesur adam’
Ukrayna sokaklarında Levy’nin ‘korumalığını’ yapan tabur, Memleketler arası Af Örgütü tarafınca, insan kaçırma ve azap üzere bir dizi savaş kabahati işlediği için suçlanmıştı. Neo-Nazi gruplarınca kurulan taburla olan bağlantılarına karşın Marçenko, 1 Mart’ta Ukrayna Devlet Lideri Zelenskiy tarafınca Odessa valisi yapılması ile de gündeme gelmişti.
Bölgedeki münasebetleri ve Odessa’ya gidiş niçini merak edilirken, toplumsal medya hesabından Marçenko ile fotoğrafını paylaşan Levy, iki yıl evvel Donbass’ta tanıştığı savaş hatalısını ‘cesur adam’ olarak nitelendirdi.
Daha evvel nerelerde görüldü?
En son 2020’nin Nisan ayında Levy’nin, eski Ukrayna Devlet Lideri Poroşenko ile bir arada hudut muhafız teşkilatına yönelik yaptığı ziyaret uzmanlar tarafınca “savaşın habercisi” olarak yorumlanmıştı.
Odessa’da görüntülenmesinin akabinde tekrar gündeme gelen Levy, daha evvel de Libya’da, Afganistan’da, Suriye’de ve Kuzey Irak’ta yaptığı görüşmelerle dikkat çekmişti.
2003’te Gürcistan‘da Gül İhtilali için kampanya yürüten Levy, 2008’de Güney Osetya’daki askeri çatışmayı ele almıştı.
Levy, Afganistan‘da çıkan çatışmaların ve savaşın fitilini ateşleyenler içinde görülüyordu. Taliban’ın Afganistan’daki hakimiyetinin artışıyla Ahmed Şah Mesud’un Pençşir Vadisi’nde savaşan oğluna takviyesini deklare etti. Batı medyasının tamamının da Mesud’a dayanak olmaları için açık davette bulundu. bu biçimdelikle savaşı uzatmaya çalıştığına dair görüşler de medya da yer aldı.
Mart 2011‘de ‘Libyalı isyancıları’ destekleyerek Kaddafi temsilcileriyle müzakerelere katıldı. sonrasındasında da periyodun Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile bir arada Batı ülkelerinin Libya’ya yönelik askeri işgal fikrini şiddetle destekledi. Orada bulunduğu müddet içerisinde Ulusal Ordu‘nun kumandanı Halife Hafter ile de çoğunlukla görüştü.
Direktörlüğünü ve başrol oyunculuğunu yaptığı ‘The Oath of Tobruk’ (Tobruk Andı) isimli belgeselinde anlattığına göre Lévy, Libya’nın iç karışıklığından evvel İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya ulaşmış ve kurulacak rejimin İsrail ile yeterli alakalar kurmaya hazır olduğunun altını çizmişti. Ayrıyeten belgesel, Suriye‘ye yönelik askeri müdahale daveti içeriyordu.
Suriye’de PKK ile görüştü, ‘Kürdistan’ın 2 yıl ortasında kurulacağını söylemiş oldu
Kuzey Irak’ı sıkça ziyaret eden Levy’nin bölgedeki Kürt önderlerle ortasının âlâ olduğu biliniyor. Ayrıyeten 2014’te Suriye’nin Ayn El Arab kentine giden Levy, yaklaşık 10 gün bölgede kalarak PKK’dan değerli isimlerle görüşmüştü. Levy, YPG başkanı Ferhat Abdi Şahin ile görüşmesinden daha sonra yaptığı açıklamada ‘Kürdistan’ın 2 yıl içerisinde kurulacağını sav etmişti. The Will to Sea isimli kitabında tüm bu seyahatlerini anlatan Levy, “Yahudilerin Kürtleri desteklemek için özel bir yükümlülüğü var. yıllardır ortak medeniyetimizin kıymetlerini savunmak için kanınızı döktünüz. Artık özgür ve bağımsız yaşama hakkınızı savunma sırası bizde” sözlerine yer vermişti.