Hz Muhammed nasıl selam verir ?

Beykozlu

Global Mod
Global Mod
Hz. Muhammed ve Selamın Gücü: Selamın En Güzel Verilişi

Hadi gelin, bir durup düşünelim: Herkesin “selam” dediği, ama aslında çok az kişinin derinliğini fark ettiği bir şey var. Selam, sadece bir selamlaşma kelimesi değil, aynı zamanda bir sevgi, barış ve insanlık bağının da ifadesidir. Ancak Hz. Muhammed’in (s.a.v.) selam verme şekli, sadece basit bir sosyal normdan öte bir şeydi. O, selamı, insanlara değer verdiğini ve barış istediğini ifade etmek için bir araç olarak kullanmıştı. Peki ya biz? Biz nasıl veriyoruz bu selamı? Herhangi bir eski dostumuza “selam” demekle de mi barışı sağlayabiliyoruz?

Hadi şimdi, Hz. Muhammed’in selam verme tarzını ve bunun içinde ne gibi derinlikler barındığını keşfetmeye başlayalım. Ama dikkat edin, işler bazen o kadar ciddi ve stratejik oluyor ki, bir kadının ilişkisel yaklaşımını, bir erkeğin çözüm odaklı bakış açısıyla karşılaştırmak, az biraz kafa karıştırıcı olabilir.

Selamın Temeli: İletişimin Yüksek Seviyesi

Hz. Muhammed (s.a.v.) selam verirken, kendisi sadece bir selam sözü söylemekle kalmaz, aynı zamanda bir anlam yüklerdi. Bu anlam, yalnızca o anki bir karşılaşmadan öte, insanlara değer vermek, bir arada olma ve barış içinde yaşama mesajını taşırdı. Selam, bir insanın karşındakine, "Ben seni görüyorum, senin varlığını kabul ediyorum ve seninle barış içinde yaşamayı seçiyorum" demesi gibiydi.

Düşünsenize, günümüzde sokakta birine “selam” demek, bazen insanları o kadar şaşırtıyor ki, “Selamı var mı, niye selam verdi ki?” diye düşünmüyorlar mı? Ya da bazen “Selam!” derken, ses tonumuz o kadar düşük oluyor ki, “gerçekten de selam mı verdim” diye şüpheye düşebiliyoruz. Hz. Muhammed’in selamı ise, sesinin tonu, bakışları ve tavırlarıyla bir bütün oluyordu. Yani, selam verirken beden dili de devredeydi. Eğer gerçekten o günlerin “stratejik erkekleri” olsaydık, galiba böyle bir selam verme biçimini “etkili iletişim” olarak etiketlerdik!

Erkekler ve Stratejik Selam: İşin Çözüm Tarafı

Erkekler için selam, zaman zaman daha pragmatik ve çözüm odaklı bir anlam taşıyabiliyor. Selam, bir hedefe ulaşmanın ya da bir amacı ifade etmenin aracı olabilir. Örneğin, bir iş toplantısına girerken ya da arkadaşlar arasında bir konuya girmeden önce, “Selam, nasılsınız?” demek, ortamı yumuşatmak ve bir giriş yapmak için oldukça yaygın bir yöntemdir. Ancak Hz. Muhammed’in selamı, daha çok insanları bir arada tutma, onları anlamak ve ilişkiyi derinleştirme amacını taşırdı. Bir nevi, çözümün de başlangıcıydı. Selamı verdikten sonra insanlar daha rahat hisseder, sorunları daha kolay çözebilirdi.

O dönemdeki sosyal yapıyı düşününce, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) selamla barışı oluşturma yaklaşımını görmek daha da anlamlı hale gelir. Çünkü o, sadece dışarıdan bir “selam” değil, bir içsel huzur ve barış sağlamak adına bir başlangıç noktasını simgeliyordu. Bugün iş dünyasında bile “Selam, nasılsın?” diyerek sohbeti başlatan birinin, aslında o sohbetteki genel tavrı, ruh halini ve yaklaşımını ne kadar pozitif etkileyebileceğini hepimiz biliyoruz.

Kadınlar ve Empatik Selam: İnsan Bağlantıları Kurmak

Kadınlar, genellikle ilişkilerde ve sosyal bağlamda daha empatik bir yaklaşım sergilerler. Selam vermek, bir bakıma, karşındakini anlamak ve ona saygı göstermek için bir araçtır. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) selamı, sadece “Merhaba” demekten ibaret değildi, o aynı zamanda bir samimiyetin, bir güvenin, bir paylaşımın başlangıcıydı. Kadınların bazen daha derinlemesine “Selam, nasılsın?” diyerek sadece kelimeleri değil, ruhu da konuşması da işte tam olarak bu noktada devreye giriyor.

Düşünsenize, sabah işe giderken ya da çocuklarla okul yolunda karşılaştığınız bir komşu… Bir selamlaşma, o anki ruh halini ya da daha önce yaşadığınız bir olayı hatırlatabilir. Hatta o kadar samimi bir şekilde “Selam” diyebilirsiniz ki, aranızda bir ilişki başlayabilir. Hz. Muhammed, selamla bir insanın ruhuna dokunur, barış ve huzur getirirdi. Tıpkı kadınların, selamla sadece sosyal bağları değil, derin insan ilişkilerini de kurma biçimi gibi.

Selamın Farklı Boyutları: Kısa, Öz ve Derin

İşte, selam yalnızca bir kelime değil; insanları bir araya getiren, birbirini anlamaya yönlendiren bir anahtardır. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) selam verme biçimi de zaman zaman bir anlam derinliği yaratmış, bazen de fiziksel bir yakınlık hissettirmiştir. Onun selamı sadece bir başkasını görmek değil, aynı zamanda o kişiye değer verdiğini ve saygı duyduğunu ifade etmekti.

Şunu bir düşünün: Bugün “Selam” dediğimizde, bazen sıradanlaşan bir alışkanlık olur, ama Hz. Muhammed’in (s.a.v.) selamı, duygulara hitap eden birer “selam metni” gibiydi. O, birine selam verirken, ona sadece bir kelime değil, bir dünya sunuyordu.

Sonuç Olarak: Selamın Evrensel Gücü

Hz. Muhammed’in selam verme şekli, sadece bir gelenek değil, bir yaşam tarzıdır. O, selamı, insanları bir araya getiren, onları anlayan ve onlara değer veren bir araç olarak kullanıyordu. Bugün biz de, günlük hayatımızda bir selamı sadece “günaydın” demekle sınırlamamalı, onun arkasındaki anlamı taşımalıyız. Çünkü selam sadece bir kelime değil, insan ruhunun en derin köşelerine dokunan bir anahtardır.

Hadi bir kez daha deneyelim: Birine gerçekten değer vererek, içten bir selam verin. Ve bu sefer, sadece kelimelerle değil, ruhla da selamlaşın.
 
Üst