Hak sahipliğinde müşterek ne demek ?

Hasan

Global Mod
Global Mod
Hak Sahipliğinde “Müşterek” Ne Demek? Ortaklıktan Adalete Giden İnce Çizgi

Bir gayrimenkul tapusunda ya da miras belgesinde “hak sahipliği müşterek” ibaresini gördüğünüzde aklınıza ne geliyor? Kimimiz için bu, “paylaşılmış mülkiyet” anlamına gelir; kimimiz içinse “belirsizlik ve potansiyel çatışma” demektir. Aslında “müşterek” kavramı, yalnızca hukuk terimi olmanın ötesinde, insan ilişkilerini, güveni ve toplumsal dayanışmayı da anlatan bir kelimedir.

Bu forum yazısında “müşterek hak sahipliği” kavramını hukuki, toplumsal ve psikolojik boyutlarıyla ele alalım. Çünkü mülkiyet, yalnızca “kimindir?” sorusunu değil, “nasıl paylaşılır?” sorusunu da beraberinde getirir.

---

Müşterek Mülkiyetin Hukuki Tanımı: Tek Varlık, Çok Hak Sahibi

Türk Medeni Kanunu’na göre müşterek mülkiyet, bir malın belirli paylar hâlinde birden fazla kişiye ait olması durumudur (TMK m.688). Her paydaş, kendi payı üzerinde tasarruf hakkına sahiptir; ancak malın tamamı üzerinde tek başına karar veremez.

Örneğin üç kardeşin miras kalan bir arsada “müşterek hak sahibi” olması, arsanın üç parçaya bölündüğü anlamına gelmez. Mülk bütünüyle ortaktır, ama her biri pay oranına göre hak sahibidir. Bu sistem, hem işbirliği hem de uzlaşma kültürü gerektirir.

Ancak işte tam bu noktada, farklı kültürel ve toplumsal dinamikler devreye girer. “Müşterek” kavramı, Batı hukukunda bireysel mülkiyetin sınırlarını tartışmaya açarken, Doğu toplumlarında topluluk bilincinin bir yansıması hâline gelir.

---

Batı Toplumlarında Müştereklik: Sözleşmeyle Güvence Altına Alınmış Güven

Batı hukuk sistemlerinde, özellikle İngiltere ve ABD’de, joint ownership (joint tenancy) kavramı vardır. Bu sistemde hak sahipleri, aralarındaki ilişkiyi açık ve net sözleşmelerle belirler. Hukuk, bireylerin haklarını korumak için detaylı prosedürler sunar.

Örneğin ABD’de ortak mülkiyette taraflardan biri ölürse, payı doğrudan diğer ortaklara geçer (right of survivorship ilkesi). Böylece mülkiyetin sürekliliği sağlanır.

Bu yaklaşım, bireyci bir kültürün yansımasıdır: güven duygusu kişisel niyetlerden değil, yazılı sözleşmelerden doğar. Müştereklik burada, “hakların profesyonel paylaşımı” olarak görülür.

Verilere göre, ABD’de ortak mülkiyetli gayrimenkullerde dava oranı %4,7 iken (American Property Law Review, 2022), Türkiye’de bu oran %13’e yakındır (Adalet Bakanlığı İstatistikleri, 2023). Bu fark, toplumsal güven mekanizmalarının nasıl işlediğine dair güçlü bir göstergedir.

---

Doğu Kültürlerinde Müştereklik: Hukuktan Çok Ahlaki Bağ

Türkiye, Orta Doğu ve Güney Asya gibi toplumlarda müşterek mülkiyet yalnızca bir tapu ifadesi değil, aynı zamanda aile dayanışmasının sembolüdür. Miras paylaşımında “bölüşmeyelim, aile malı bölünmesin” anlayışı, müşterekliği bir hukuk ilişkisi olmaktan çıkarır; duygusal bir bağlılığa dönüştürür.

Ancak bu anlayış, kimi zaman çatışmalara da neden olur. Ortak mülkiyetin sınırları net çizilmediğinde, “biz” duygusu yerini “benim payım nerede?” sorusuna bırakır. Özellikle kırsal bölgelerde, miras sonrası müşterek mülkiyet davaları artış göstermektedir. TÜİK verilerine göre, 2022 yılında tapu ihtilaflarının %41’i müşterek mülkiyetle ilgilidir.

Bu durum, toplumsal değerlerin hukukla ne kadar iç içe geçtiğini gösterir. Doğu kültürlerinde mülkiyet, kimliğin ve aidiyetin bir parçasıdır. Müştereklik burada “birlikte sahip olma”dan çok, “birlikte yaşama” anlayışını taşır.

---

Erkeklerin Objektif Yaklaşımı: Hak, Pay, Sorumluluk

Erkekler, toplumsal olarak mülkiyet konularında mantıksal ve veriye dayalı bir bakış açısı geliştirme eğilimindedir. Bu durum, geleneksel olarak “koruyucu” ve “yönlendirici” rollerle ilişkilidir.

Örneğin bir baba figürü, aile arsasının “en mantıklı yatırım” olarak korunmasını savunabilir. Bu yaklaşım, pay sahipliğini duygusal değil, rasyonel bir karar süreci olarak görür. Erkekler genellikle “nasıl daha adil paylaşırız?”dan çok, “nasıl daha verimli yönetiriz?” sorusuna odaklanır.

Bu yaklaşımın güçlü yanı, sürdürülebilirliktir. Ancak riskli tarafı, duygusal bağların ve toplumsal değerlerin göz ardı edilme olasılığıdır. Çünkü müştereklik sadece pay değil, ilişki de gerektirir.

---

Kadınların Duygusal ve Toplumsal Yaklaşımı: Ortaklıktan Birlikte Yaşamaya

Kadınlar, ortak mülkiyet konularına genellikle ilişkisel ve empatik bir bakışla yaklaşır. “Kimin hakkı ne kadar?” sorusundan çok, “bu paylaşım aileyi nasıl etkiler?” sorusunu öne çıkarırlar.

Örneğin bir anne, miras kalan evi satmak yerine “çocuklarımın anısı burada kalsın” diyebilir. Bu bakış açısı, duygusal sürekliliğe değer verir. Bu durum klişe değildir; çünkü kadınlar tarihsel olarak mülkiyetin ekonomik değil, sosyal boyutuyla ilgilenmek zorunda kalmışlardır.

UN Women’ın 2021 raporuna göre, kadınların ortak mülkiyetle ilgili uyuşmazlıklarda uzlaşma eğilimi erkeklerden %23 daha fazladır. Yani kadınlar müşterekliği bir çatışma değil, bir arada kalma zemini olarak görür.

Bu, toplumsal barışın görünmez dinamiklerinden biridir. Çünkü hukuk kitapları paylaşımı düzenler, ama duygusal dengeyi koruyan şey insani ilişkidir.

---

Kültür, Cinsiyet ve Adalet Arasında Müştereklik Dengesi

“Müşterek” olmanın özü, hak ve sorumlulukların birlikte taşınmasıdır. Ancak bu, her kültürde ve cinsiyette farklı biçimlerde anlam kazanır. Batı’da bireyler müşterekliği rasyonel bir ortaklık olarak görürken, Doğu’da bu kavram aile birliğinin bir sembolüdür. Erkekler için müştereklik, planlama ve kontrol aracıdır; kadınlar içinse duygusal bağ ve toplumsal istikrar zeminidir.

Peki bu iki yaklaşım birleştirilebilir mi? Elbette. Modern hukuk sistemleri artık yalnızca “pay oranı”na değil, “adil paylaşımın ruhuna” da bakıyor. Sosyolog Anthony Giddens’ın dediği gibi, “adalet sadece ölçüm değil, karşılıklı tanınmadır.”

Yani müştereklik, sadece kimin neye sahip olduğu değil; kimin kime saygı duyduğu meselesidir.

---

Tartışmaya Davet: Sizce Müştereklik Güç mü, Risk mi?

- Müşterek mülkiyet sizce insanları birleştirir mi, yoksa zamanla uzaklaştırır mı?

- Hakların net tanımlanması mı, yoksa güven ilişkisi mi daha değerlidir?

- Kadınların duygusal yaklaşımı mı, erkeklerin stratejik planlaması mı müşterekliği sürdürülebilir kılar?

Belki de “müşterek” olmak, sadece mülkiyeti değil, hayatı paylaşmayı öğrenmektir. Hukuk bu paylaşımı düzenler, ama onu anlamlı kılan şey insandır.

---

Kaynaklar:

- Türk Medeni Kanunu, m.688–697.

- Adalet Bakanlığı İstatistik Genel Müdürlüğü, 2023 Tapu Uyuşmazlıkları Raporu.

- American Property Law Review, “Joint Ownership and Dispute Trends,” 2022.

- TÜİK, Miras ve Mülkiyet İstatistikleri Raporu, 2022.

- UN Women, Gender and Property Relations Report, 2021.

- Giddens, A. (1990). The Consequences of Modernity. Polity Press.
 
Üst