Eken Biçer Konan Göçer Ne Anlama Gelir ?

Simge

New member
Eken Biçer Konan Göçer: Türk Kültüründe ve Günümüzde Anlamı

Türk dilinin zengin deyim ve atasözü geleneği, toplumun hayata bakışını, değerlerini ve yaşam tarzını yansıtan güçlü bir dilsel hazinedir. “Eken biçer, konan göçer” atasözü, Türk kültürünün özünü derinlemesine yansıtan, yaşamın geçici doğasına, eylem ve sonuç arasındaki bağlantıya dair bir düşüncedir. Bu yazıda, deyimin anlamını inceleyecek, pratik ve teorik açıdan nasıl değerlendirilmesi gerektiğini tartışacak ve bu atasözünün günümüz dünyasında nasıl yankılandığına dair örnekler sunacağız.

Atasözünün Kökeni ve Anlamı

“Eken biçer, konan göçer” atasözü, temelde bireyin yaşamında yaptığı eylemlerin bir karşılık bulacağına, her başlangıcın bir sonu olduğuna işaret eder. Bu deyim, Türk kültüründe emek ve sonuç arasındaki ilişkiyi anlatır. "Eken" ve "biçer" kelimeleri, bir şeyin başlatılması ve bunun meyvelerinin toplanması anlamına gelirken; "konan" ve "göçer" kelimeleri de hayatın geçici doğasına ve her şeyin bir zamanlar sonlanacağına vurgu yapar. Toprağa ekilen bir tohum nasıl meyve verir ve biçilirken, oraya konan bir kuş da bir süre sonra başka bir yere göçer.

Bu söz, bireylere, yaptıkları eylemlerden sorumlu olduklarını, hem kendi hayatlarını hem de toplumlarını etkileyebilecek bir güç taşıdıklarını hatırlatır. Sonuçta, her insan kendi kaderinin ekicisi ve biçicisidir.

Toplumsal Yansıması ve Değişen Anlamlar

Bu deyim, sadece köy yaşamı ve tarım kültürüyle sınırlı kalmaz; zamanla toplumsal hayatta da geçerliliğini koruyan bir yaşam felsefesine dönüşmüştür. Ancak, günümüz dünyasında "ekmek" ve "biçmek" kavramları, sadece tarımla değil, bireylerin yaşamları ve toplumsal ilişkileriyle de ilişkilendirilmektedir.

Örneğin, 21. yüzyılın ekonomik dünyasında, iş gücü ve emek ilişkisi “ekme” ve “biçme” olarak metaforik bir şekilde yansıtılabilir. İş dünyasında birinin başarılı olması, yaptığı işin karşılığını alması, tam anlamıyla "biçme" aşamasıdır. Birçok kişi, uzun yıllar boyunca bir konuda yatırım yaparak, bilgi ve beceri edinerek başarılı olmayı hedefler. Bu anlamda, başarı “biçilen” bir meyveye benzer. Ancak, bu süreçte hepimizin bildiği gibi, başarı zaman alır ve her başarı da geçicidir. Bu yüzden "göçer" kavramı, tüm başarıların da bir noktada sonlanacağına dair bir hatırlatmadır.

Erkekler ve Kadınlar Arasındaki Farklı Bakış Açıları

Deyimi ele alırken, erkekler ve kadınların bu tür atasözlerini farklı açılardan yorumlayabileceğini gözlemlemek mümkündür. Erkekler, genellikle pratik ve sonuç odaklı bir bakış açısına sahiptirler. Birçok erkek, yaşamda başarılı olmak, hedeflere ulaşmak için sürekli olarak çalışmak gerektiğine inanır. “Eken biçer” kısmı, onlar için kendi başarılarının doğrudan emek ve çaba ile ilgili olduğunun bir göstergesidir. Zira, günlük hayatlarında başarı, kişisel mücadelelerin ve çabaların meyvesidir.

Kadınlar ise genellikle duygusal ve sosyal etkilere daha fazla önem verirler. Toplumda ve ailedeki rol modellerinin, yakın ilişkilerin ve kişisel bağların önemli olduğuna inanırlar. "Konan göçer" kavramı, kadınlar için daha derin anlamlar taşır. Zira kadınlar, sosyal çevreleri, aile içindeki yerleri ve duygusal bağları göz önünde bulundururlar. Göçerlik, sadece bir mekan değişikliği değil, aynı zamanda bir duygu, bir yaşam biçimi, bir geçiciliği ifade eder. Kadınlar için bu deyim, hayattaki zamanın, ilişkilerin ve anıların geçici olduğu gerçeğiyle yüzleşmek demektir.

Gerçek Dünya Örnekleri ve Veri Analizi

Bu atasözünün toplumsal yaşamdaki yansımasına ilişkin bazı örnekler üzerinden gidilebilir. Özellikle son yıllarda, toplumlar arasındaki ekonomik eşitsizlikler ve kültürel değişimlere bakıldığında, "Eken biçer, konan göçer" anlamı daha da netleşmektedir. Örneğin, 2021'de dünya çapında hızla yayılan ekonomik krizler, birçok işyerinin kapanmasına ve bireylerin emeklerinin karşılık bulmamasına yol açmıştır. Yapılan bir araştırma, küresel işsizlik oranlarının 2020'de %8.1'e kadar çıktığını gösteriyor (Kaynak: International Labour Organization). İnsanlar, yıllarca süren çaba ve gayretin sonunda işlerini kaybetmekte, bu da deyimin "biçme" aşamasının her zaman garanti olmadığını gösteriyor.

Bir diğer örnek ise, son yıllarda hızla büyüyen girişimcilik dünyasıyla ilgilidir. Girişimciler, kendi işlerini kurarken bu deyimi, sürekli çaba ve emekle başarıya ulaşma yolunda bir rehber olarak kullanmaktadırlar. Birçok başarılı girişimci, başlangıçta zorluklarla karşılaşsa da sonunda "biçme" aşamasına gelir ve şirketlerini büyük bir başarıya dönüştürürler. Ancak bu başarı da geçici olabilir; girişimciler için başarı, tıpkı "konan" bir kuş gibi bir süre sonra başka bir yön alabilir.

Toplumsal Değişim ve İleriye Bakış

Sonuç olarak, “Eken biçer, konan göçer” atasözü, yalnızca bireysel emek ve çaba üzerine değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel dönüşümlere dair önemli bir öğüt sunmaktadır. Günümüzde hızlı değişimlerin ve belirsizliklerin hakim olduğu bir dünyada, bu deyim, herkesin kendi eylemlerinin sonuçlarına katlanması gerektiğini hatırlatırken, aynı zamanda her şeyin geçici olduğunu unutmamak gerektiğini de öğütler.

Geleceğe dair bu deyimi düşündüğümüzde, teknolojik değişimler, küresel ekonomi ve toplumsal yapılarla birlikte, hayatın ne kadar hızlı değişebileceğini ve bir noktada her şeyin geçebileceğini kabul etmek önemlidir. Bu doğrultuda, bireyler ve toplumlar için yapacağımız eylemlerin, sadece bugünü değil, uzun vadeyi de etkileyeceğini göz önünde bulundurmalıyız.

Sizce, günümüz dünyasında “Eken biçer, konan göçer” deyiminin anlamı ne kadar değişti? İnsanların toplumdaki yerlerini ve ilişkilerini nasıl etkiliyor?
 
Üst